Dünya bir virüsün etkisinde! Hızla yayılan ve girmedik ülke bırakmayan bu virüse karşı büyük bir savaş var. Bu savaşın ne kadar süreceği, virüsün ne zaman gücünü kaybederek, yok olacağıyla ilgili, herkes merak içerisinde.
Corona virüsünün ne şekilde bulaştığına dair net bulgular elde edildi. Dünyadaki tüm sağlık otoriteleri, ortak bir açıklama yaparcasına uyarıyorlar. Evlerden çıkılmaması, çıkılması halinde kimseyle 1 metreden fazla yakın olunmaması, hijyen kurallarına azami düzeyde uyulması bu noktada en çok yapılan uyarılar!
Çin’de vakanın ilk görüldüğü haftalarda, insanların evlerinden çıkmaması konusunda verilen mücadeleyi hatırlıyoruz. Evlerin kapılarını dışarıdan kilitleyen Çin hükümeti, bir çok evin kapısını kaynak makineleriyle kaynatarak, vatandaşların sokağa çıkmasına engel olmak için mücadele etti. O günlerde hepimiz bu sahneleri, bir korku filmi izler gibi izledik. Bir çoğumuz, abartılı bile bulduk!
Türkiye, virüsten uzun süre korundu. Sağlık Bakanlığının zamanında uygulamaları sonucunda, dünyadaki virüs belasını uzun süre televizyonlardan izleyen seyirciler konumunda olduk. Ne zaman ki ilk vaka kendisini gösterdi, ne zaman ki vaka sayısı yüzlerle telafuz edilir oldu, ne zaman ki virüs sebebiyle ölümler açıklandı, işte o zaman bunun bir oyun olmadığını anlamaya başladık.
Günlerdir, özellikle yaşlılara yönelik ‘EVDEN ÇIKMAYIN’ uyarısı yapılıyor! 60 yaş üstü için ciddi bir risk oluşturduğu söyleniyor. Aslında bu evden çıkmayın uyarısı, genel olarak tüm ülkeye yapılıyor ama malum iş ve aş ortamı nedeniyle, bunu uygulamak en azından şimdilik çok zor gibi duruyor. Sokağa çıkma yasağı gibi ağır bir sürecin ülkemize uzak olmadığını hissedebiliyoruz! Hal böyleyken, yapabileceğimiz en önemli şeyin, 60 yaş üstü vatandaşlarımızı evlerde tutmak olduğu aşikar.
Geçtiğimiz gün, yaşlılarla ilgili uyarıların tavan yaptığı süreçte şehrin önemli cadde ve sokaklarından araçla geçtim. Bir taraftan da sokaktaki insanların yaş durumlarını analiz etmeye çalıştım. Sadece bir bulvar yolu üzerinde ki yaklaşık 4-5 km’lik bir güzergah, 200’den fazla insanın sokakta hem de korumasız şekilde gezdiğini gördüm. Peki bu 200 kişiden en az 170’inin 60 yaş ve üstü olmasına ne demeli? Muhtemelen, bir Türk klasiği olan ‘Bana bir şey olmaz’ mantığıyla hareket ediliyor. Ama ilk ölümlerdeki yaş gruplarına bakıldığında, en çok yaşlılara bir şey olacağı aşikar!
Şimdi asıl görev 60 yaş altı gruba düşüyor. Annelerimizi, babalarımızı, dedelerimizi, ninelerimizi evlerde tutalım! Zaten camiler de ibadete bir süre kapalı olacak! Kahveler de kapalı! Toplu gerçekleştirilecek tüm organizasyonlar iptal! Yani yaşlı birinin sokağa çıkmasını gerektirecek, “SAĞLIK” konusu dışında bir gerekçe yok! Lütfen onları, sokakta virüs olduğuna ikna edelim! Sokağa çıkarlarsa, olası bir sıkıntı durumunda başlarına gelecekleri anlatalım.
Gençler bu konuda duyarlı. Yaşam alanlarını daraltmış şekilde, hayatlarına devam ediyorlar. Sınavlara hazırlanan gençler, krizi fırsata çevirmeli ve bu süreci en iyi şekilde değerlendirmeli. Kitap okumak, film izlemek gibi aktiviteler için de en hijyenik ortamın, ev olduğunun farkındalar. Sokağa baktığımızda, gençlerin sayısının yok denecek kadar az olduğunu görmek, bu sıkıntılı sürece dair ciddi bir umut!
Virüs belasıyla mücadele ettiğimiz bugünlerde, en önemli tehlikelerden birisinin de sosyal medya olduğu aşikar! Bilgi kirliliğinin en üst düzeyde yaşandığı sosyal medyada, virüse ve vakalara dair bilgiler havada uçuşuyor! Bu konuda bilgi ve yetki sahibi olmayanlar, “Bir arkadaşımdan duydum, ona da arkadaşı söylemiş” silsilesi ile bilgi yayıyor. Bu bilgilerin büyük bir kısmının yalan olduğunu, resmi açıklamalar gelince anlıyoruz! Bu nedenle, sosyal medyada ve özellikle de Twitter ve Facebook üzerinde paylaşılan bilgilerin, teyide muhtaç olduğunu asla unutmayın! Yaşadığınız şehir, ilçe ve mahalle isimlerinin geçirildiği paylaşımlarda panik yapmak yerine, doğru bilgiye ulaşmaya çalışın! Zaten bu konuda emniyet güçlerimiz teyakkuzda! Kaynağı belli olmayan yalan paylaşımlarla halkı tedirgin edenlerle ilgili işlemler yapılıyor!
Bugünler öyle ya da böyle geride kalacak! Kayıplarımız, korkularımız, mücadelemiz yıllarca akıllardan gitmeyecek! Ama asıl unutulmayacak olan ise bu zor günlerin kahramanları olacak. Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca, bu kahramanların başında anılacak. Ayrıca gecesini gündüzüne katarak çalışan sağlık çalışanları, bu hikayenin sonunda elde edilecek zaferin, kahramanları olacak. Tüm sağlık çalışanlarına bu anlamda büyük bir teşekkür ve alkış borcumuz var.
Uzun Lafın Kısası;
Bu konuda bizi bekleyen zor bir süreç olduğu ortada! Bunu kabullenmeli ve bu şekilde yaşamalıyız. Yapmamız ve yapmamamız gerekenler konusunda, sağlıkçıların açıklamalarını ve uyarılarını dikkate almalıyız! Zorunlu olmadıkça evden çıkmamak, hijyen kurallarına dikkat etmek, 60 yaş üstü büyüklerimizin evlerden çıkmasına engel olmak başlıca kurallar! Onun dışında kaynağı belli olmayan bilgileri dikkate almayarak, resmi kaynaklardan gelen bilgiler ışında hareket etmek de son derece önemli!
Allah hepimizin yardımcısı olsun!