20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekâtı'nın yapılması, 20 Temmuz 2001 tarihinde de Saadet Partimizin kurulması, 20 Temmuz tarihini biz Millî Görüşçüler için ayrı bir anlamlandırmaktadır.
14 Ekim 1973 seçimlerinde ülkemizde yeni bir dönem aralanmıştı. Yüzde 33.3'lük oy oranıyla 185 Milletvekili kazanan CHP ile yüzde 11.8'lik oy oranıyla 48 Milletvekili kazanan MSP, Bülent Ecevit’in Başbakan, Prof.Dr.Necmettin Erbakan’ın Başbakan Yardımcısı olduğu koalisyon hükümetini kurarlar.
Ecevit-Erbakan Hükümetinin ilk icraatlarından biri, üreticiyi sevindiren ABD’nin de şiddetli tepkisine neden olan haşhaş ekimi yasağını kaldırmak olur. Bununla da kalınmadı. Tarihimize altın harflerle yazılan, ABD ve Batı Bloku’nu karşısına alarak ve tüm dünyayı şaşkına çevirerek, Rumlar tarafından soydaşlarımıza yönelik katliamın yapıldığı Kıbrıs’a, 20 Temmuz 1974’te, 1964'de İnönü'nün 1967'de de Demirel'in yapamadığı Askeri Harekâtı yaptı. Bu vesileyle Kıbrıs'da hem zulmü ve katliamı durdurdu, hem de barışın tesis edilmesini sağlamış oldu.
Ayrıca, Cumhuriyet Türkiye'mizin de ilk Askerî Harekâtı'nı yapmışlardır.
Kıbrıs Barış Harekâtı'nı o mu yaptı, bu mu yaptı tartışmasını çok anlamsız bulduğumuzu ifade etmek isterim. Ortada bir Koalisyon Hükümeti vardır ve ortaklar birbirinden habersiz bir karar alamazlar. Hele de böyle çok önemli bir harekâtta.
Bu vesileyle, Rabbim bu harekâtın yapılmasında emeği geçenlerden, şehitlerimizden ve gazilerimizden razı olsun.
Milletimize ve tüm insanlığa âdil bir dünya nizami kurma mefkuresiyle siyaset sahnesine çıkan Millî Görüş'ün 4 siyasî partisi çeşitli nedenlerle kapatılmış, aynı inanç ve ideali yüreklerinin en derinlerinde hissedenler tarafından 5'inci partimiz olan Saadet Partisi 20 Temmuz 2001 tarihinde kurulmuştur.
"Önce ahlâk ve maneviyat, üreterek kalkınma, şahsiyetli dış politika" diyerek yola çıktık ve bu yolda yürümeye de devam ediyoruz hamdolsun.
Bugün aynı istikamette; kardeşlik ve kucaklaşma, hak ve adalet, dürüstlük ve şeffaflık, fikir ve inanç hürriyeti ilkelerini tavizsiz bir şekilde de savunuyoruz.
Biz, Türkiye’nin ve dünyanın yaşadığı krizler ve badireler karşısında hakkı, adaleti ve bir arada yaşamayı reçete olarak tüm kesimlere sunduk ve sunmaya da devam ediyoruz.
Çünkü Saadet Partisi'nin siyaset anlayışı; günü kurtarmak değil, geleceği toplumun faydası istikametinde şekillendirme gayretindedir.
Biz, gerek ülke yönetimine gerekse de yerel yönetimlere yönelik eleştirilerimizi, hak adına, ülkemizin ve aziz milletimizin menfaatini düşünerek yapıyoruz. Eleştirilerimizde çözüm önerilerini de sunuyoruz ki sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçasını olduğunu göstermek istiyoruz.
Çünkü biz inanıyor ve güveniyoruz ki Saadet Partisi'nin inanarak savunduğu değerler; ülkemizin, aziz milletimizin ve tüm insanlığın, huzurlu ve müreffeh geleceğinin sigortasıdır.