Dünya tarihinde ekonomik krizler yaşayan ülkeler bir süre sonra toparlanıp yeniden ayağa kalkmışlardır. Savaşlar sonucunda topraklar kaybeden milletler, zamanla askeri yapılanma ve kararlılıkla topraklarını geri almışlardır. Ancak ahlaki çöküntü yaşayan toplumlar iflah olmamışlardır.
Eğer bizler ülke ve milletimuz için gerçekten bir iyilik yapmak istiyorsak, öncelikle ahlaki yozlaşmanın önüne geçmeli ve bir tedavi yöntemi uygulamalıyız. Gerisi kendiliğinden düzelecektir. En basit örnek olarak, Kurtuluş Savaşı'nda "bitti" denilen bir milletin süper güçlere karşı kazandığı zaferleri gösterebiliriz.
Tarihte pek çok örneği bulunan bu durum, gösteriyor ki asıl güç, ahlaki değerlerin sağlamlığı ve toplumsal dayanışmadadır. Eğer bizler birlik içinde ahlaki değerlere sahip çıkarsak, ne zorluklarla karşı karşıya olursak olalım, başarıya ulaşabiliriz. Bu ahlaki değerler üzerine inşa edilen bir toplum, her türlü zorluğun üstesinden gelebilir ve daha güçlü bir geleceğe adım atabilir.
Bu sebeple, toplum olarak ahlaki değerlerimize sahip çıkmalı, dürüstlük, adalet, sevgi ve yardımlaşma gibi erdemleri öne çıkararak birlik ve beraberlik içinde ilerlemeliyiz. Ancak bu şekilde, gerçek anlamda başarılı ve aydınlık bir geleceğe doğru ilerleyebiliriz