Çanakkale Zaferini siz değerli okuyucularıma anlatmama gerek yok sanırım. Bir savaştaki zafer sadece elinde silahlarıyla cephede savaşanların değildir. Silahları cepheye taşıyanlar, cephaneleri hazırlayanlar, ellerini semaya açıp Rabbine yalvaranlar, karargahta strateji belirleyen yön veren komutanlar, uzun lafın kısası, zekasıyla bedeniyle ruhuyla katkısı bulunan herkesindir zafer.
Gelelim bugünlerde, hatta 3 yıldır içinde bulunduğumuz savaşa, yani sağlık savaşına, covid 19 belasına.
İşte bu savaşın kahramanları da sağlıkçılarımızdır. Tıp bilimcileri, doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar velhasıl, sağlık sektöründeki tüm çalışanlarımız.
Malesef son günlerde özellikle sağlık çalışanlarının yaptığı 3 günlük grev ile birlikte, bazı kaos dan beslenen kendini bilmezler, sağlıkçılarımıza dil uzatır hakaret eder oldular.
Ülkemin bir çok şehrinde bu tarz hadsizler vardır, lakin ben özellikle Samsun şehrimdeki bir densizi hadsizi kınamak istiyorum. Esnaflık yapan hatrı sayılır bir markanın cafesini işleten bu zat neredeyse doktorlarımızı vatan haini ilan eden basiretsiz söylemlerde bulunmuştur.
Aldığı tepkilerden sonra edindiğim bilgilere göre yanlış anlaşıldığını vs bir şeyler söylemiştir. Fakat bence yetersizdir. Acilen Basın açıklaması yapmalı, tüm yerel İnternet gazete ve televizyonlar da affını dilemelidir.
Bundan sonrası yüce gönüllü milletimizin Samsun halkının taktiridir.
Ayrıca buradan Dowm Sendromu nun bir hastalık değil bir farklılık olduğu sözünü, herkes gibi bende yinelemek isterim.
21 mart 1973 yılında vefat eden, aşkın ve sevginin en temiz halini yaşantısına, sazının tellerine ve söylediği türkülerine yansıtan Aşık Veyseli ölümünün yıldönümün de rahmetle anıyorum.
Büyük Türk milletinin Nevruz Bayramını kutluyorum.
Aşkla ve sağlıcakla kalın...