Dr. Erhan Usta, TBMM'ye sunduğu araştırma önergesinde, Canik ilçesinde yaşanan heyelan faciasının ardındaki ihmallerin tüm boyutlarıyla araştırılması gerektiğini vurguladı. Usta, "Ülkemizde afet riski taşıyan bölgelerde yapılaşmaların bilimsel ilkelere uygun yapılmaması can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Geçmişten günümüze yaşanan afetler, afet risklerinin azaltılması ile yapılaşma süreçlerinin bilimsel esaslara dayanarak yürütülmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir" dedi.

"Dere Yatağı Olduğu Görülen Alanda Facia Yaşandı"

27 Nisan 2025 tarihinde Canik ilçesinde bir akaryakıt istasyonunun oto yıkama bölümünde meydana gelen heyelan sonucu üç vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Usta, "Söz konusu alanın dere yatağı olduğu ve risk taşıdığı görülmektedir. Yaşanan bu felaket, kamu idarelerinin imar planları, yapılaşma, denetim ve mühendislik konularında yeterli hassasiyet göstermemesinin ağır sonuçlarını bir kez daha ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı.

"2012'deki Sel Felaketinden Ders Alınmadı"

Önergesinin gerekçesinde, bölgenin geçmişinin incelendiğinde 2012 yılında da benzer bir sel felaketi yaşandığını ve dokuz kişinin hayatını kaybettiğini belirten Usta, "O dönemde felaket bir kez yaşanmış ve kendini göstermiştir; ancak sonrasında da yeterli önlemler alınmamıştır. Demek ki, benzer bir felaketin tekrar yaşanması halinde bölge hâlâ ciddi risk taşımaktadır" dedi.

"İnşaat Sırasında Kepçe Uçurum Kenarında Asılı Kaldı"

Akaryakıt istasyonunun yapım sürecinde zemin güçlendirme ve mühendislik önlemlerinin yetersiz olduğunu savunan Usta, "İnşaat sırasında yaşanan bir olayda, ağır iş makinesi, akaryakıt istasyonunun faaliyet göstereceği bölgede tıraşlama yaparken toprak kayması riski nedeniyle uçurum kenarında asılı kalmış, ancak büyük bir vinç yardımıyla kurtarılabilmiştir. Bu açık tehlike işaretine rağmen ilgili idareler, bölgedeki zeminin yeterince tıraşlanmasını, püskürtme beton uygulaması yapılmasını veya diğer güçlendirme önlemlerini zorunlu kılmadan yapı ruhsatı vermiştir ve akaryakıt istasyonu bu halde açılmıştır" diye konuştu.

"Vali Nerede, Belediye Nerede?"

TBMM Genel Kurulu'nda da konuşan Usta, olayın "bir doğa olayı" ya da "kader" olarak geçiştirilemeyeceğini vurgulayarak, bunun yıllardır süren kurumsal çöküşün, liyakatsizliğin, denetimsizliğin, siyasal sorumsuzluğun ve özetle devleti devlet gibi yönetmemenin bir sonucu olduğunu söyledi. Usta, "Eğer AK Parti hükümetleri ve belediyeleri bilimi kendisine mürşit edinmiş olsa, bu olaylar yaşanmazdı" dedi.

Usta, akaryakıt istasyonu sahibi Zeki Gedikli'nin, "Bize buraya bir istinat duvarı örülmesi hususunda hiçbir belediye, hiçbir devlet kurumu herhangi bir ikaz ve uyarıda bulunmadı" dediğini aktararak, "Sorumluluk yalnızca yatırımcıda değil, denetimi yapmayan, ruhsatı veren ve bilim insanlarının uyarılarına rağmen burada hiçbir denetim ve inceleme yapmayan devlet kurumlarında da" ifadelerini kullandı.

Usta, o dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı olan şu an AK Parti Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, Canik İlçe Başkanı Osman Genç ve Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'a sorumluluklarını hatırlatarak, "Bunların hiç mi sorumluluğu yok?" diye sordu.

"Bu Bir İmar Cinayetidir"

"Bu bir afet değil, imar cinayetidir. Hatta bu siyasi cinayettir" diyen Usta, "Birileri o akaryakıt istasyonuna ruhsat verdi, birileri 'İstinat duvarı gerektirmez' dedi, birileri de kayayı doğal duvar saydılar ve birileri de hala görevde. Bu cinayetin failleri sadece bir işletme sahibi değil, aynı zamanda bu düzene göz yuman, denetlemeyen, sorgulamayan yöneticilerdir" ifadelerini kullandı.

Usta, gelecekteki felaketlerin önlenmesi için bir araştırma komisyonu kurulmasını talep ederek, komisyonun sadece bu olay için değil, bölgedeki diğer risklerin de araştırılması gerektiğini belirtti.