Natavan Aleskerova, Ailemizle Huzurlu Yaşamın Tüyoları

TAKİP ET

Pandemi ile birlikte yaşam koşullarımızın tamamı değişti. Evde ve aileyle vakit geçirme imkanı çoğaldı, dışarı çıkmalar azaldı. Arkadaşlarımızla sosyalleşmek yerine sadece aile üyeleriyle sosyalleşmeler başladı. Dolayısıyla 7/24 bir arada olduğumuz ailemizle huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamak için bazı küçük ipuçları vereceğiz bu yazımızda.

Öncelikle aileye saygılı olmak kibar olmakla başlar. Ailemize karşı kibar olmak aynı zamanda, aynı fikirde olmadığımızda ve hatta üzüldüğümüzde bile birbirimizi nasıl dinleyeceğimizi öğrenmek anlamına da gelir. Saygılı olmanın bir başka yolu da sadece birbirimizin yanında olmak ve onlara değer verdiğimizi göstermektir.

‘Lütfen’ ve ‘teşekkür ederim’ kelimelerini kullanalım.Normal zamanda birinin kibarca sormadan bir şeyi yapmamızı talep etmesinden hoşlanmayız saygılı olmak da  başkalarının size davranılmasını istediğiniz gibi davranmaktır. Konu aile olduğunda bunu unutmak ve nezaketleri bir kenara bırakmak kolaydır. Aile üyelerine uygun olduğunda "lütfen", "teşekkür ederim" ve "özür dilerim" demeyi her zaman hatırlamaya çalışalım.

Ses tonumuza dikkat edelim. Bu adım, "lütfen" ve "teşekkür ederim" demekle el ele gider. Yani kimse emir verilmesinden hoşlanmaz. Aile üyeleriyle konuşurken kullandığımız üsluba dikkat etmemiz önemlidir.Örneğin, kaba bir üslupla  , "Bana biraz meyve suyu getir’ diyerek talep etmek yerine!"Bana biraz meyve suyu getirir misin lütfen?’ dememiz daha yerinde olacaktır.

Kendi dağınıklığınızdan sorumlu olalım.. Saygılı ve kibar olmanın bir yolu, kendimizden sonra dağıttığımız etrafı temizlemektir. Bir başkasının temizlemesi için bir pislik bırakırsak, bu onun zamanına saygı duymadığımızı gösterir. Dağıttığımız eşyalarımızıve kirli giysilerimizi kaldırabiliriz. Banyoyu kullandıktan sonra aynı şekilde temiz bırakmak ve evdeki işlerden payımıza düşeni yapmak,aile içinde huzurlu yaşamı getirir.


Natavan Aleskerova

Suçlamak yerine duygularımız hakkında konuşalım. Yani, bir anlaşmazlığa düştüğümüzde "siz" yerine "ben" kelimesini kullanalım.Örneğin; kardeşinizin banyoda çok fazla zaman geçirdiğini ve sizi beklettiğini düşünüyorsanızonu suçlamak yerine bunun sizi nasıl hissettirdiğini konuşabilirsiniz.Örneğin, "Banyoda çok fazla zamanım olmadığında saygısızlık hissediyorum çünkü o zaman hazırlanmak için yeterli zamanım olmuyor. Gün için kendimi hazırlıksız hissediyorum" diyebilirsiniz."Ben" kullanımı tonu yumuşatmaya yardımcı olur. Diğer kişinin neden üzgün olduğunuzu anlamasına yardımcı olur. 

Tartışmalarda derin bir nefes alalım. Herkes üzüldüğünde biraz öfkelenir.. Sorun şu ki, bu bizi sağlıklı düşünmememize ve daha sonra pişman olabileceğimiz şeyler söylememize neden olabilir. Duygularımıza hakim olamadığımızı hissediyorsak, sakinleşmek için bir dakikamızı ayırabiliriz. Kendimizi sakinleşene kadar birkaç dakika nefes alıp vermeye veya sayıları saymaya odaklayabiliriz.

Tartışma sırasında konudan ayrılmayalım. Yani, diğer kişiye geçmiş tartışmalardan bir şeyler atmayalım.Onlara en son ne zaman yanlış bir şey söylediklerini veya yanlış bir şey yaptıklarını hatırlatmak uygunsuzdur. Yalnızca öfkeyi artırır ve sorunu çözmeye yardımcı olmaz.

Diğer kişinin söylemesi gereken şeyi dinleyelim. Bir tartışmada,haklı olduğumuzu düşünsek bile diğer kişinin söyleyeceklerini gerçekten dinlemeye zaman ayırmamız gerekiyor. Kendi bakış açımızı korumaya karar versek bile, karşımızdaki kişiye güvenirlik ve zaman vererek ona saygı göstermemiz uygundur.Gerçekten dinlemek, aslında kişinin söylemesi gereken şeyi düşünmek anlamına gelir. Orada öylece oturup karşı tarafa karşı argümanlar düşünmek sorunu çözmez.