Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şubesi 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü Kutladı

TAKİP ET

Basın Çalışanlarının hakları ile çalışma güvencesini sağlayan 212 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi hakkında kanunun yayınlanışının yıl dönümü olan 10 Ocak günü ülkemizde Çalışan gazeteciler günü olarak kutlanmaktadır.

 

Bu yıl 56.yaşını kutladığımız ‘’Çalışan gazeteciler’’ günü ülkemizde; Basın özgürlüğü ihlalleri, medyaya saldırıları, sabah baskınları, toplu gözaltılar, gazetecilerin hatta gazete çaycılarının tutuklanması, medya kuruluşlarının kapatılmasıyla tarihinin en kötü dönemini yaşadığı göz önüne alındığında hala çalışabilen gazetecilerimiz için bir Onurlandırma gününden ziyade bayram olarak kutlanmalıdır.

Halen ülkemizde TÜİK rakamlarına göre 7 bin gazeteci işsizizdir. 15 Temmuz’dan bu yana kapatılan medya kuruluşlarıyla bu sayının 10 bini ulaşmaktadır. Bu nedenle Çalışma imkânı bulan/bulabilen kaleminin onuru ve özgürlüğünden taviz vermeden yazıp haber yapabilen tüm gazetecilerimizin çalışan Gazeteciler gününü/bayramını kutluyoruz.

Çalışan Gazeteciler gününü kutladığımız bugünlerde;

Gazeteciler her an “terörist” suçlamasıyla demir parmaklıkların arkasına kapatılmaktadır. Ülkemizde halen sayıları 150'ye yaklaşan gazeteci tutuklu bulunmaktadır. Mevcut iktidar gazetecilerin, gazetecilikten tutuklanmadıkları iddia etmekle birlikte Polisler, savcılar hangi faaliyetlerin gazetecilik olduğuna, hangi cihazların gazetecilik unsuru olduğuna karar vermektedir. Kâğıt, kalemi, mühimmat niteliğine büründürülmekte, bazı Kitaplar bombadan daha tesirli görülmektedir. Bu yolla pek çok muhalif gazetecinin faaliyetleri suç unsuru olarak görülerek ezilmektedir.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yayımlanan KHK’ler aracılığıyla 179 medya organı kapatılmış olup bu basın kuruluşlarında çalışan 2 bin 500 gazeteci işsiz kalmıştır. Ne yazık ki bu işsiz kalan gazeteciler ve basın çalışanları mevzuat düzenlemesi yapılmadığı için kıdem tazminatlarını ve işsizlik maaşlarını alamamışlardır.

Basın ve ifade özgürlüğü ile halkın haber alma hakkının önündeki en büyük engellerden tekelleşme ile siyasi iktidarların gazetecilere ve medya gruplarına baskı ve müdahaleleri dayanılmaz noktaya gelmiştir. Halka hesap verme noktasında bulunan siyasetçi ve yöneticiler gazetecilerce kendilerine sorulan soruları beğenmeyerek gazetecilere azarlayabilmekte, hedef göstermektedir. Zaman zaman tehdidin kaynağı ne yazık ki başka yandaş gazeteciler olmaktadır.

İktidarların hoşuna gitmeyen yazı ve haberleri yüzünden gazeteci ve yazarların işlerine son verdirilmekte ve medya gruplarının dünyada benzeri görülmemiş büyüklükte vergi cezalarıyla sindirilmektedir. Medya yöneticileri de kamu yararını gözeten haber yapan gazetecileri işten attıklarını rahatlıkla ifade edebilmektedir.

Sansür ve Oto sansür sıradan bir hal almakta, İnternet sitelerini ve sosyal paylaşım ağlarını “baş belası” gören anlayışa sahip iktidar sosyal medya hesaplarına erişimi yasaklamakta, mahkeme kararları otomatik olarak her olaya geçici haber yasağı getirmekte, haber yapan kanallar kapatılmakta ve ağır para cezaları ödemek zorunda bırakılmaktadır.

212 sayılı kanunun kabulünden bugüne dek geçen 56 yılda ne yazık ki gazetecilerin kazanımları büyük ölçüde budanmış sendikalaşma hakkı kullanılamaz hale getirilmiş, taşeronlaşma yaygınlaştırılmıştır. İş güvencesi ortadan kalkmış toplu işten çıkarmalar günlük olaylar haline gelmiştir. 

Yukarıda belirttiğimiz anti demokratik durum bırakın askeri darbe dönemlerini işgal yıllarında dahi görülmemiş sertlikte ve hukuksuzluktadır. Oysaki Sönmez ışığımız olan ve bir mesleği de gazetecilik olan Yüce Atatürk ‘’Basın, ulusun genel sesidir. Bir ulusu aydınlatmada ve ona yol göstermede, bir ulusa gereksinme duyduğu düşün besinini vermekte, özetle bir ulusun mutluluk ereği olan ortak doğrultuda yürümesini sağlamakta, basın başlı başına bir güç, bir okul, bir önderdir’’ diyor. Basını var eden özgür gazetecilerimizden bu yolda aralarında Abdi İPEKÇİ, Uğur MUMCU, Ahmet Taner KIŞLALI, Çetin EMEÇ gibi pek çok aydınımızı kurban verdik.

Ne yazık ki bu onur abidelerinin temsilcileri bugün işsiz kalıp zindanlara mahkûm edilirken Ali Kemaller, Refi Cevatlar, Sait Mollalar, Mustafa Sabrilerin günümüz halefleri köşe başlarını tutmuş ülkenin Aydınlık geleceğini elbirliği ile karatmaya çalışıyorlar. Bu karanlıktan nemalanan şımarık cehaletin temsilcilerine karşı umudumuz ilerici, çağdaş, demokrat, Atatürkçü gazetecilerimizdir. Her türlü zorluğa, baskıya karşı mücadele eden ve gazetecilik yapmaya çalışan aydın gazetecilerimizin ve basın emekçilerimizin  ‘’Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz’’ şiarıyla Çalışan Gazeteciler gününü tekrar kutluyoruz.

Dr. Işık ÖZKEFELİ

ADD SAMSUN ŞUBE BAŞKANI