Çıkacak karar, İmamoğlu'nun önünü kesebilir

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Haziran günü Ordu-Giresun Havalimanı'nda, Ekrem İmamoğlu ile Ordu Valisi arasında yaşanan VIP gerginliği ile ilgili bir değerlendirmede bulundu. Ordu Valisi'nin İmamoğlu hakkında başlatacağı yargı sürecinin, İmamoğlu'nun önünü kesebileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kral FM'le birlikte 15 ulusal ve 200 yerel bölgesel radyodan ortak yayınlanan "Mehmet'in Gezegeni Seçim Özel" programında Mehmet Akbay'ın sorularını yanıtladı.

Program esnasında 5 Haziran günü Ordu-Giresun Havalimanı'nda, Ekrem İmamoğlu ile Ordu Valisi arasında yaşanan VIP gerginliği ile ilgili de bir değerlendirmede daha bulundu. Ordu Valisi’nin İmamoğlu hakkında başlatacağı yargı sürecinin, İmamoğlu’nun önünü kesebileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı’nın konuyla ilgili sözleri şöyle:

‘En önemli yalanlarından birisi Ordu Valisi’ne yaptıkları terbiyesizlik. Sen bu ülkenin valisine it diyemezsin. ‘Ben ona basitleşme dedim’ diyor. Bütün medya ortada. Oradaki polislerin kayıtları ortada. Aynı zamanda benim polisime hakaret etti. Bunlar seçilirsen yarın gelecek senin de koruman olacak. Bu konuda işi Ordu Valimiz yargıya götürmesi halinde ki götürecek, polislerimiz hakeza. Burada yargının vereceği kararı şu anda ben bilemem ama, yargının vereceği karar bu işte önünü kesebilir.

“Soruları vermesinin belgesi elimizde”

Program sunucusu Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun birlikte katıldığı programın moderatörlüğüne neden muhalif bir ismin getirildiğini sordu. Cumhurbaşkanı “Ben sürece zerre dahil olmadım” dedi ve programla ilgili izlenimini anlattı:

Ben zerre kadar müdahil olmadım. Bu konu ile ilgili adayımız rahat etsin diye. Binali Bey, Uğur Bey’in adını da bahsetti. Sonra da İsmail Bey’in adını ortaya attılar, muhalif olup olmaması önemli değil duruş önemli… Programdan önce CHP’nin adayı ile 45 dakika görüşeceksin ve soruları kendisiyle paylaşacaksın. Onların da belgeleri var. Oturum esnasında kartların konulduğu kutuların belgeleri var. Resimleri falan çekilmiş vaziyette, elimizde bunlar. Enteresan, soru soruluyor hemen yanlarını yazılmış, kartı çekip alıyor, masaya koyup oradan aktarıyor. Bu tamamen ahlaksızlıktır.

Cumhurbaşkanı programı izlerken rahatsızlık duyduğu noktaları da aktardı:

Moderatör kesinlikle Binali Bey’in konuşmasını sık sık kesti. Toplamda bakıyorsunuz Binali Bey’e verdiği süre ile rakibine verdiği süreye baktığını zaman orada da yine farklılıklar var. Bunu kimse hissetmemiş olabilir ama biz yakın takibe aldığımız için… 26 kez Binali Bey’in, 10 kez CHP adayının konuşmasını kesmiş. Böyle adaletsizlik olur mu. 26 kez bir konuşmayı kesmek ne demek. Öbür tarafta 10 kez CHP adayınınkini kesiyorsun. Ve CHP adayına 63 dakika söz veriyorsun ama AK Parti adayına 59 dakika söz veriyorsun. Nerede adalet? Bunlar bizi rahatsız eden konular oldu.

Cumhurbaşkanı’na radyo programda cezaevine girmeden önce telefonla katıldığı radyo programı ile Gülhane Parkı ve Cumhuriyet'in 75'inci yılında Kral FM tarafından düzenlenen Kazlıçeşme konserindeki bazı kesitler de dinletildi.

Ahmet Kaya'nın da katıldığı konserden anların verildiği programla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada Cumhuriyetin 75. Yıl dönümüne katılan sanatkarlar geceye çok farklı zenginlik kattılar. Hepsine ayrı bir sevgim, muhabbetim var. Fakat bunların içinde özellikle Ahmet Kaya'nın, rahmetlinin o akşamki anneme olan o şarkısı, o türküsü, annem öldükten sonra ben de çok farklı bir dünyayı meydana getirdi. Ne zaman Ahmet Kaya'nın bu 'Şafak Türküsü'nü dinlediğim zaman çok duygulanırım. Annemle adeta haşır neşir olmaya başlarım." dedi.

"Ahmet'e o otelde yaptıkları o hainliği, o ihaneti, o alçaklığı, 'sanatçıya, sanata sevgi' diye konuşanlar, köşelerinde yazanların o gece ne yaptıklarını da hiç mi hiç unutamıyorum" diyen Erdoğan, Kaya’nın mezarını nakli mekan yapabileceklerini dile getirdi: 

Kendi sanatçısına sahip çıkan değil, kendi sanatçısını bu ülkeden kovana kadar ellerinden geleni yaptılar ve ne oldu Ahmet, vatan topraklarında değil, gurbette durdu. Başbakanlığım döneminde, o zaman Kültür Bakanlığımız vasıtasıyla aslında Ahmet Kaya'nın bir nakli mekan ile kendi topraklarımıza getirilmesini de arzu ettim. Eşine de haber gönderdik. Bugün yine Ahmet Kaya ile ilgili böyle bir imkan olsa, ailesi Ahmet Kaya'nın topraklarımıza getirilmesini kabul etse, biz elimizden gelen her şeyi yaparız. Bizim inancımızda buna 'nakli kubur' deriz. Yani 'kabrin taşınması' deriz. Böyle bir şeye biz hazırız.

Ahmet Kaya’nın mezarının Türkiye’ye getirilmesi 2009 senesinde de gündeme gelmişti. Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Kaya ailesine aynı teklifte bulunmuştu.

Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya kendisine teklifi kabil edip etmeyeceğini sorun gazetecilere şu yanıtı vermişti:

Burada olmayı hep çok istiyordu ama burada canlı olmayı isteyen bir adamdı o. Böyle getirilmeyi asla istemezdi. Onun için ben böyle bir şeyi yapamam ona; onu huzursuz edemem.