Çernobil ve Fukuşima'nın Süregelen Mirası

TAKİP ET

Çernobil felaketinin üzerinden 31, Fukuşima felaketinin üzerindense 6 yıl geçti. Greenpeace, bu önemli yıldönümlerinde, bilim insanlarından oluşan üç farklı ekiple çalışarak, her iki felaketin neden olduğu radyoaktif kirlilik ve olumsuz sağlık etkileri üzerine yayımlanan bilimsel yayınları inceledi. Diğer yandan, Greenpeace'in radyasyon uzmanları Çernobil ve Fukuşima felaketlerinden etkilenenlerin yaşadığı bölgelerdeki radyoaktif kirliliği belgelemek için Rusya, Ukrayna ve Japonya'da saha çalışması yaptı. Bu çalışmaların sonuçları bir rapor olarak yayımlandı: Nükleerin Açtığı Yaralar: Çernobil ve Fukuşima'nın Süregelen Mirası.

 

Fukuşima ve Çernobil felaketlerinin insan sağlığı ve çevre üzerinde açtığı yaralar düşünüldüğünde, bundan sonrası için atılacak en sorumlu adım, nükleer enerjiden vazgeçip daha güvenli ve temiz enerji seçeneklerine yönelmek olacaktır. Çernobil ve Fukuşima: İnsan Hakları Felaketleri Çernobil’de de, Fukuşima’da da bu felaketlerden etkilenenlerin haklarına saygı duyulmadı ve hayatta kalanlar, felaketlerden sonra maruz kalacakları risklerle ilgili kararlara dahil edilmedi. Her iki felakette de, maddi çıkarlarını düşünen hükümetler felaketlerden etkilenenlerin haklarını tam olarak tanımadı, sağlıklarını gerektiği gibi korumadı. Felaketlere sebep olan nükleer endüstrinin, etkilenen insanların uğradığı hasarı telafi etmesi için yaptığı ödemeler ise varla yok arasındaydı. Fukuşima ve Çernobil felaketleri sonrasında yüz binlerce insan, bir daha geri dönememek üzere evlerini terk etmek zorunda kaldı. Milyonlarca insan ise radyoaktif kirliliğin sürdüğü alanlarda yaşıyor. Bu insanların kendi güvenlikleri konusunda karar alma ve ailelerini koruma hakları sonsuza dek ellerinden alındı.  Çernobil’den etkilenen insanlara yapılan maddi desteğin azalması, radyasyonlu gıdaların eskisi kadar kontrol edilmemesine, koruyucu önlemler ve bilimsel gözlemler için daha az para ayrılmasına neden oluyor.  Rusya’nın Bryansk bölgesinde “tahliye alanı” olarak belirlenen pek çok yerleşim yeri hiçbir zaman tahliye edilmedi.  Japonya’da tahliye edilen 55.000 kişinin, radyoaktif kirliliğe maruz kalmış alanlardaki evlerine 2017 Mart’ta dönmesi beklense de bölgedeki radyasyon seviyeleri tahliyenin karıldılmasına uygun değil. Fukuşima’dan etkilenen insanlara yapılan maddi desteğin bir yıl sonra bitecek olması, pek çok kişiyi radyoaktif kirliliğin sürdüğü alanlardaki evlerine dönmeye zorluyor.  Japonya Hükümeti, tahliye edilen insanların, yıllık radyasyona maruz kalma dozunun 20 mSv’nin (milisievert)1 altında olduğu alanlara dönebileceğini duyurdu. Ancak bu, herhangi bir kaza olmaması durumunda önerilenden 20 kat yüksek. Bu rakam, Çernobil’de radyasyona maruz kalan alanlarda yaşanabilmesi için belirlenen yıllık 1 mSv’in de 20 katı.  Japonya Hükümeti, tahliye edilen insanlar evlerine dönmeden önce bu alanların radyasyondan arındırılacağı sözünü vermiş olsa da, pek çok bölgede radyasyon hala oldukça yüksek ya da çevrelerindeki radyasyonlu alanlar nedeniyle tekrar radyasyona maruz kalma riski altında. 1 Sievert (Sv) radyasyonun insan vücudunda zararlı etkilerinin ölçümünde kullanılan uluslararası bir birimdir. Milisievert (mSv) Sievertin binde biridir (1 mSv=0,001 Sv).  Eskiden insanların yaşamlarının bir parçası olan ormanlar gibi doğal alanlar gibi geniş bölgeler radyasyondan arındırılmayacak.  Birleşmiş Milletler (BM) Sağlık Hakkı Özel Raportörü Anand Grover’a göre, Japonya’nın tahliye edilen insanların geri dönüşüyle ilgili politikası, bir insan hakkı olan ‘sağlık hakkı’ ile bağdaşmıyor. Grover ayrıca, tahliye edilen insanların evlerine geri dönmesinin ancak “radyasyon dozunun mümkün olanın en azına ve yılda 1 milisievert’in altına indiğinde” gerçekleşmesi gerektiğini belirtti. Sağlık Etkileri Çernobil ve Fukuşima’nın sağlık etkileri oldukça fazla. Her iki felaket de, bu felaketlere maruz kalan nüfusun genel sağlık ve refahında gerilemeye neden oldu. Kanser hemen ortaya çıkan bir hastalık olmadığı için, felaketin üzerinden henüz beş yıl geçmişken, Fukuşima nedenli belli kanser ve hastalıklar hakkında bilimsel raporlar için erken olsa da, tiroid kanserinde gözle görülür bir artış saptandı. Çernobil’de felaketten etkilenen alanlarda, 30 yıl içinde belirlenen, radyasyon nedenli sağlık etkileri aşağıdaki gibidir:  Hem çocuklarda, hem de radyasyon temizliğinde çalışan işçilerde tiroit kanserinde önemli artış;  Radyasyon temizliğinde çalışan işçilerde lösemi;  Radyasyon temizliğinde çalışan işçilerde 1,6 kat daha fazla meme kanseri görüldü. Belarus ve Ukrayna’da radyasyondan en çok etkilenen bölgelerde meme kanserinde iki kat artış gözlendi;  Radyasyon temizliğinde çalışan işçilerin bilişsel işlevlerinde azalma;  Radyasyon temizliğinde çalışan işçilerde katarakt sayısında artış;  Radyasyon temizliğinde çalışan işçilerin ve radyasyondan etkilenen bölgelerde yaşayanların ölüm oranlarında artış;  Radyasyon temizliğinde çalışan işçilerin ve radyasyondan etkilenen bölgelerde yaşayanların engelli hale gelmesi. Yakın bir geçmişe dek, Fukuşima ve Çernobil nedenli psikolojik rahatsızlıklara, fiziksel hastalıklar kadar önem verilmiyordu. Ancak biliyoruz ki akıl sağlığı, fiziksel sağlığı da etkiliyor. Bir insanın yaşadığı yerden uzaklaşması, eve dönmesinin mümkün olmaması ve toplum tarafından etiketlenmesinin getirdiği stresin yanında, radyasyona maruz kalmış olmanın yarattığı endişeler hem akıl hem beden sağlığını kötü etkiliyor.  Her iki felaketi yaşayan insanlarda da, bazı psikolojik rahatsızlıklar oldukça yaygındı. Bunlar arasında kaygı, depresyon, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), alkolizm ve intihar bulunuyor.  Bu sorunların nedenleri arasında, yaşanan ilk travma kadar, kanser riski, sonraki nesillere aktarılacak genetik etki, radyasyonlu alanlarda yaşama, eve dönememe, yeterli tazminat alamama, yaşam alanlarının kaybı gibi etmenlerin yarattığı gelecek kaygısı da yer alıyor.  Üzerinden 6 yıl geçen Fukuşima felaketinden bugüne depresyon, kaygı ve TSSB vakaları arttı.  Çernobil felaketinden 31 yıl sonra, radyasyondan etkilenen alanlarda yaşayan insanlarda ölüm oranları daha yüksek, doğum oranları daha düşük ve kanser vakaları arttı. Felaketten etkilenenler arasında psikolojik rahatsızlıklar da oldukça yaygın. Radyasyon kaynaklı sağlık etkileri konusundaki belirsizlik Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) gibi nükleer yanlısı kuruluşlar Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin yarattığı etkileri olduğundan az göstermeye çalışsa da, gerçekte radyasyonun etkileriyle ilgili, kanıtlara dayalı bilgileri sınırlı. Çernobil sonrası, insanların maruz kaldığı radyasyon ve bunun sağlık etkileriyle ilgili kapsamlı bir veri toplama çalışması yapılmadı.  Kapsamlı ve güvenilir veri eksikliği nedeniyle Çernobil’in etkilerini doğrulamak kolay olmadı. Çernobil’den etkilenen ve hayatta kalan insan sayısı 1.800.000 olarak belirlenirken, uzun vadeli araştırma, yalnızca 131.450 kişinin maruz kaldığı radyasyon dozunun tahmini üzerinden yapıldı.  Radyasyon temizliğinde çalışan ve akut radyasyona maruz kalarak radyasyonlu alanlarda yaşamaya devam eden 44.000 işçinin maruz kaldığı radyasyon değerlerinin tahmini yapılmadı.  Hakemli yayınları analiz ettiğimizde, Çernobil felaketinden etkilenen insanların maruz kaldığı radyasyon dozu tahmini konusunda 2005’ten beri bir güncelleme yapılmadığını görüyoruz.  Azalan maddi fon ve bunun sonuncunda veri toplama çalışmalarının ve yayınların sonlanması, şu anda Çernobil’in etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi “neredeyse imkansız” hale getirdi.  Çernobil hakkındaki araştırmalarda, bitki, böcek ve hayvanlarda genetik bozukluk olduğuna dair artan bulgulara rastlandı.  Bitki ve hayvanlarda düşük doz radyasyonun genetiğe etkileri gözlemlenmiş ve onaylanmışken, insanlarda henüz bu sonuca ulaşılamamış olması, radyasyon hakkındaki bilgilerimizin halen yetersiz olduğunu ve daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.  Yapılan bir çalışma, Belarus’ta radyasyondan yoğun olarak etkilenen alanlarda çocuklarda genetik mutasyon vakalarının normalin iki katı olduğu bulgusuna ulaştı.  2006’da yapılan bir çalışmada, Çernobil felaketinden etkilenen ülkelerde insanların maruz kaldığı radyasyonu hesaplanarak, Çernobil’in nedeniyle kanserden 90.000 yeni ölüm olacağı tahmininde bulunuldu. Daha yakın tarihli bir çalışmada ise 115.000 ölüm olacağı sonucuna ulaştı. Bu rakam, Dünya Sağlık Örgütü’nün, Çernobil nedeniyle 9000 ölüm daha yaşanacağı tahminiyle çelişiyor. Radyoaktif kirlenme Fukuşima ve Çernobil, büyük nüfusların uzun süreli düşük doz radyasyona maruz kalmasına neden oldu. Bu da, felaketlerden etkilenenlerin hem fiziksel ve psikolojik sağlığı üzerindeki riskleri artırdı. Radyoaktif kirlilik, bu insanların hayatının her alanını etkiliyor. Yedikleri ve içtikleri gıdalardan, ısınmak için yaktıkları ve inşaat için kullandıkları oduna kadar, radyasyon hayatlarının bir parçası.  Geçen yıl 5 milyondan fazla insan, Çernobil nedeniyle radyoaktif olarak kirli olduğu resmi olarak kabul edilen alanlarda yaşıyor. Bunun,1,1 milyonu Belarus’ta,1,3 milyonu Rusya’da, 2,3 milyonu Ukrayna’da.  Rusya, Ukrayna ve Belarus’ta 1 milyon insan, radyasyon seviyesi bir insanın yıllık maruz kalabileceği limit olan 1 mSv’i aşan yerleşimlerde yaşıyor.  Belarus, Rusya ve Ukrayna’da 150.000 km2’lik alanda radyoaktif kirlenmenin boyutları, insanların tahliye edilmesini ya da toprak kullanımı ve gıda üretiminin sınırlandırılmasını gerektirecek düzeydeydi. Çernobil felaketi gerçekleştiğinde bu alanlarda 8 milyon insan yaşıyordu.  Bugün halen 10.000 km2’nin üzerinde alan ekonomik faaliyetler için kullanılamaz durumda.  Tahliye alanlarının dışında pek çok “sıcak nokta” keşfedildi. Ancak insanların bu noktalara girmesini engellemek için hiçbir şey yapılmıyor.  Çernobil reaktörlerine 10 km mesafedeki yüksek plütonyum kirliliği nedeniyle bu alanlarda binlerce yıl boyunca insanların yaşaması mümkün olmayacak.  Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na göre, Fukuşima vilayetindeki (yaklaşık 13.000 km2) sezyum kirliliği, tüm bölgeyi radyoaktif kirlilik tanımı içerisine sokuyor ya da bu tanımı fazlasıyla aşıyor.  Fukuşima nükleer santrali çevresinde, temizlik çalışmalarından arta kalan radyoaktif atık 16 km2’lik bir alanı kaplıyor. Çernobil ve Fukuşima Radyoaktif Ormanları Greenpeace radyasyon uzmanları tarafından yapılan inceleme, Çernobil ve Fukuşima çevresindeki ormanların birer radyoaktif kirlilik deposu olduğunu ortaya çıkardı. Çernobil ve Fukuşima çevresindeki en önemli kirletici element Sezyum-137. Yarılanma ömrü çok uzun olduğu için (30 yıl), sezyum kirliliği yüzyıllar boyunca risk oluşturmaya devam edecek. Ekosistemler aracılığıyla ya da orman yangınları sonrasında radyoaktivitenin yayılması, bu ormanların çevresinde yaşayanları radyasyona maruz kalma riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Çernobil çevresindeki radyoaktif ormanlar insan sağlığını riske atıyor. 1993 ve 2013 yılları arasında, Çernobil’de insanların girişine kapalı bölgede kontrol edilemeyen 1100’ün üzerinde yangın gerçekleşti. Radyoaktif kirlilik barındıran odunların ısınma ya da yemek pişirme için yakılması da, Çernobil’den etkilenenleri devamlı risk altında tutuyor. Greenpeace, Eylül ve Ekim 2015 tarihlerinde Ukrayna ve Rusya’nın Bryansk bölgesindeki ormanlardan odun örneklerini test etti. Haziran, Temmuz ve Ekim 2015’te ise, Greenpeace Japonya’daki Iitate Köyü’ne radyasyon ölçüm seferleri düzenleyerek, insanların tekrar yerleşmesi için belirlenen bir bölgede kısa ve uzun vadeli riskleri belirledi. Iitate bölgesi Fukuşima Nükleer Santrali’ne 28 ila 47 km uzaklıkta, dağlık ve ormanlık bir alan. Buradaki evlerin ve tarım arazilerinin çoğu ormanlık yamaçların kıyısında bulunuyor. Iitate yaklaşık 20.000 hektarlık bir alandan oluşsa da, Japonya Hükümeti’nin bu bölgedeki radyoaktif temizlik planı bu alanın sadece dörtte birini kapsıyor. Radyoaktif temizlik, evlerin ve yolların sadece 20 metre uzaklığına kadar olan bölgeleri kapsarken, radyoaktivitenin yayıldığı ormanları içermiyor. İnsanların yaşadığı alanların bu ormanlara çok yakın olması ve radyonüklidlerin çevresel faktörlerle yayılması, yaşam alanlarının tekrar radyoaktif kirliliğe maruz kalacağı gerçeğini kaçınılmaz kılıyor.  litate’te yapılan 10.000’in üzerinde radyasyon ölçümü sonucunda, ölçüm noktalarının %96’sında radyasyon, Hükümet’in hedefi olan yılda 1 mSv’in üzerindeydi.  Iitate’de bir evin çevresinde radyasyon temizliği yapılan alanlarda Greenpeace’in yaptığı ölçümlerde radyasyon seviyesi Hükümet’in hedefinin üzerinde çıktı.  Aynı evin hemen arkasında, ormanın kıyısındaki radyasyon temizliği yapılan bölgelerde radyasyon düzeyi Hükümet’in hedefinin iki katıydı. Evin bu kadar yakınında bulunan ormanda yüksek radyasyon kirliliği olması, evin içinde radyasyon düzeyinin yılda yaklaşık 10-15 mSv’e çıkmasına neden oluyor.  Ukrayna’nın Ivankiv bölgesinde toplanan on iki odun örneğinden dokuzunda strontium- 90 düzeyleri limitlerin üzerindeydi.  Bir evin, çalı çırpı kullanılarak yakılan fırınından alınan kül örneklerinde strontium-90 düzeyleri, Greenpeace’in ölçüm yaptığı odun örneklerinin çoğundan 20 kat fazla çıktı.  Bryansk’tan alınan odun örneklerinin dördünde de sezyum-137 düzeyleri, inşaat için kullanılacak odunlarda izin verilenin üzerindeydi.  Novozybkov’da bir kereste fabrikasından alınan kereste örneğinde, 6000 Bq/kg sezyum- 137 bulunuyordu. Bu, odun ürünleri için var olan tüm limitlerin üzerinde.  Rusya’nın Bryansk bölgesinde yapılan radyasyon haritası çalışması, ormanların birer radyoaktif kirlilik deposu olmaya devam ettiğini ortaya çıkardı. Gıdalarda radyoaktif kirlilik Greenpeace, Ukrayna ve Rusya’nın çeşitli bölgelerinde yerel olarak üretilen gıda ve orman ürünlerindeki radyoaktif kirliliği inceledi. Gıda örnekleri, 2015 Eylül ve Ekim aylarında Çernobil’in batı ve güney batısında yer alan köylerden ve Rusya’nın Bryansk bölgesinden alındı.  Çernobil’e yaklaşık 200 km uzaklıktaki Rivne bölgesinden alınan elli süt örneğinin kırk altısında sezyum-137 düzeyleri yetişkinler için uygun olan limitin üzerindeydi. Tüm örneklerde sezyum-137 çocuklar için uygun olan limitlerin üzerindeydi.  Hem Ukrayna, hem Rusya’dan alınan mantar örneklerinde sezyum-137, tüketilebilir limitlerin üzerindeydi.  Ukrayna’nın Kyiv bölgesindeki Ivankiv ilçesinde (Çernobil’e yaklaşık 50 km mesafede) kırk iki tahıl örneğinde strontium-90 düzeyleri, tüketilebilir limitlerin üzerindeydi. Örneklerin ikisinde tüketilebilir limitin iki katıydı.  Bryansk bölgesinden alınan altı balık örneğinin beşinde sezyum-137 düzeyi, izin verilenin üzerindeydi. Fukuşima ve Çernobil: Toplumsal Felaketler Fukuşima ve Çernobil felaketlerinin çevreye ve insan sağlığına etkilerinin yanında, toplumsal açıdan da birer felaket olduğu inkar edilemez.  Hem Çernobil, hem Fukuşima felaketleri sonrasında intihar oranlarında artış gözlendi.  Çernobil’den sonra, çok sayıda insan radyoaktif kirlenme nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Fukuşima’da da benzerini görüyoruz.  Hem Çernobil hem de Fukuşima sonrası atılan adımlar sonrası, yetkili uzmanlara karşı güvensizlik oluştu.  Japonya’da halk protestolarında ve ‘vatandaş bilimi’ adı verilen, halkın yaptığı araştırmalarda bir artış görüldü. İnsanlar radyasyon ölçümleri yapmaya ve çeşitli iletişim ağları üzerinden bu bilgileri paylaşmaya başladılar.  Fukuşima’dan önce Japonya yeni nükleer reaktörler kurmayı planlıyordu. Bugün halkın nükleer karşıtlığı büyümeye devam ediyor ve Japonya 2011 yılından beri 85.550 megavatlık yenilenebilir enerji projesi başlattı.  Çernobil’de devletin felaketten etkilenenlere karşı sorumluluğu Ukrayna anayasasına 16. Madde olarak eklendi. Bu maddeye göre: “Küresel ölçekte bir afet olan Çernobil faciasının sonuçlarının üstesinden gelmek ve Ukrayna halkının gen havuzunu korumak Devlet’in görevidir.”  Mihail Gorbaçov 2006 yılında yaptığı bir açıklamada “Pestroyka politikasını başlatmamdan çok, belki de bu (Çernobil) Sovyetler Birliği’nin beş yıl sonra dağılmasının gerçek nedeniydi. Açıkçası Çernobil faciası tarihi açıdan bir dönüm noktasıydı: felaketten önce başka bir devir vardı, felaket sonrasını ise çok daha farklı bir devir takip etti” dedi. Greenpeace’in talepleri Fukuşima ve Çernobil felaketlerinin toplumsal, sağlık ve çevre etkilerinin boyutları düşünüldüğünde, yapılacak en mantıklı şey, nükleer santralleri aşamalı olarak kapatarak, temiz enerji seçeneklerine yönelmektir. Nükleer santrali bulunan ülkelerin, vatandaşlarını korumak için Çernobil ve Fukuşima ölçülerinde radyoaktif sızıntıya karşı acil durum planları olmalıdır. Çernobil ve Fukuşima’dan etkilenenlere gerekli destek adil bir şekilde verilmelidir. Greenpeace, aşağıdaki adımların atılmasını talep etmektedir:  Felaketlerden etkilenen insanların hakları tam olarak tanınmalı ve bu haklara saygı gösterilmelidir. Etkilenen insanlar, kendi kişisel güvenlikleriyle ilgili kararlara dahil edilmelidir.  Felaketlerden etkilenen insanların kendi kişisel güvenliklerini belirleme hakkı olmalı, bu insanlar radyoaktif kirliliğin devam ettiği bölgelerde yaşamaya zorlanmamalıdır.  Felaketten etkilenenler, yetkililerden maddi destek almalıdır.  Çernobil ve Fukuşima’nın uzun vadeli etkileri konusunda araştırmalar yapılması desteklenmelidir. Bu araştırmalara, devamlı düşük doz radyasyonun insanlar ve diğer canlılar üzerindeki etkileri de dahil edilmelidir.  Radyoaktif serpintiye maruz kalma oranlarını azaltmak için koruyucu önlemler devam ettirilmeli ya da artırılmalıdır.  Çernobil çevresindeki çevre ve gıda izleme programları yeniden tesis edilmelidir.  Radyoaktivitenin en yoğun olduğu bölgelere erişim konusunda kısıtlamalar getirilmelidir. Bilimsel Yayın İncelemeleri Greenpeace, Fukuşima ve Çernobil'in neden olduğu sağlık etkileri ve radyoaktif kirlenme üzerine hakemli bilimsel yayınları inceleyip değerlendirmesi için bilim insanlarından oluşan üç farklı ekip görevlendirdi.  Professor Omelianets’in liderliğindeki ekip, Fukuşima ve Çernobil’in sağlık etkileri hakkındaki bilimsel araştırmaları inceledi. Prof. Omelianets, Ukrayna Ulusal Tıp Bilimleri Akademisi’nin Radyasyon Tıbbı Ulusal Araştırma Merkezi'ndeki Tıp Demografi Laboratuvarı’nın başındadır. Çernobil ve Fukuşima’nın Sağlık Etkileri: tam 30 ve 5 yıl, bu felaketlerin insanlar üzerindeki geniş çaplı etkilerini belgeliyor.  Profesör Valerii Kashparov liderliğindeki ekip, Çernobil felaketinin neden olduğu radyoaktif kirlenme üzerine akademik yayınları inceledi. Prof. Kashparov, Ukrayna Yaşam ve Çevre Bilimleri Üniversitesi Ulusal Tarım Radyolojisi Enstitüsü’nün Direktörü. Yayımlanmış çok sayıda hakemli makalesi bulunmaktadır. Ekibin hazırladığı rapor, Çernobil: 30 Yıllık Radyoaktif Kirlilik Mirası, kazanın neden olduğu geniş radyoaktif kirliliğin detaylarını gözler önüne seriyor.  Nukleer fizikçi ve ACRO (Association Contour de la Radioactivité dans l'Ouest) Başkanı David Boilley, Fukuşima felaketinden kaynaklanan radyoaktif kirlilikle ilgili güncel araştırmaları incelemek üzere görevlendirildi. Boiley'nin hazırladığı Beş yıl sonra Fukuşima: normale mi dönüyor? raporu,11 Mart 2011 tarihinden beş yıl geçtikten sonra Fukuşima santralinin durumunu "İstasyon hala sabitlenmiş değil ve pek çok insan, yeni bir doğal afet karşısında radyoaktif sızıntının devam edeceğinden korkuyor’ şeklinde anlatıyor. Greenpeace’in Radyasyon Ölçümleri Greenpeace 2015 yılında, Çernobil ve Fukuşima felaketlerinden etkilenenlerin her gün yaşadığı gerçekliği daha iyi anlayabilmek için Ukrayna, Rusya ve Japonya’da radyasyon ölçümleri gerçekleştirdi. Bu çalışmalar sonucunda yetkililerin, insanların sürekli olarak karşı karşıya olduğu riski ve radyoaktif kirlenmenin boyutlarını azımsadığı ortaya çıktı. Greenpeace radyasyon uzmanları, 2011 Mart ayından beri Japonya’da 25 radyasyon ölçüm çalışması gerçekleştirdi. Ölçüm yapan ekiplerde çalışan herkes radyasyon ölçümü ve gelişmiş ölçüm cihazlarını kullanma konusunda eğitimliydi.