Bebek pudrasının kansere yol açtığını gizleyen J&J siyah mahkumları asbest deneylerinde kullandığı iddiası

TAKİP ET

Johnson & Johnson'la ilgili mahkeme belgeleri, siyah mahkumlar üzerinde pudralarla ilgili asbest deneyleri yapıldığını gözler önüne serdi. Kozmetik şirketi Johnson&Johnson'ın (J&J) bebeklerde kullanılan talk pudrasında bulunan karsiyojenik asbesti yıllarca bildiği halde kamuoyundan ve yetkililerden gizlediği ortaya çıkmıştı.

&J kansere neden olduğu belirlenen, bu yüzden 26 binden fazla dava ile milyarlarca dolar tazminat ödemesine neden olan bebek talk pudralarıyla siyah mahkumlar üzerinde deneyler yaptığı anlaşıldı. Yeni açıklanan belgeler, ABD merkezli 136 yıllık sağlık ve kozmetik ürünleri devinin, siyah mahkumlar üzerinde deneyler yapan kötü şöhretli bir üniversite dermatoloğuyla birlikte çalıştığını gözler önüne serdi.

Asbest enjekte edildi

Sputnik'in Bloomberg'e dayandırdığı haberine göre, Pennsylvania Üniversitesi'nden dermatolog Albert Kligman, 1951'den itibaren, ABD federal hükümetinden Dow Chemical ve J&J'ye kadar çeşitli kurumlar için Massachusetts eyaletinin Philadelphia şehri dışındaki Holmesburg Hapishanesi'nde yüzlerce mahkum üzerinde deneyler yaptı. Covid pandemisinin de onaylı aşı üreticilerinden biri olan J&J için yapılan deneylerde, bebek pudrasının ana bileşeni olan talk ile cilt üzerindeki etkisini karşılaştırmak için mahkumlara potansiyel olarak kanserojen madde asbest enjekte edildi.

Karşılığında mahkumlara 10-300 dolar arası değişen ücret ödeyen Dr. Kligman'ın deneylerine katılanlar, cilt rahatsızlıkları, yara izi, yanıklar, kızarıklıklar, çıbanlar, şişlik, sindirim sistemi sorunları ve akıl hastalığı gibi yan etkiler bildirdiler.

Geçen yılki dava süreçlerinde gün ışığına çıkan J&J deneyleri hakkında yeni bilgilerin, sağlık-kozmetik devine yönelik gelecekteki davaları etkileyebileceği belirtildi.

3,5 milyar dolardan fazla tazminat ödendi

Yaklaşık 10 yıldır talk pudrasında olduğu iddia edilen asbest yoluyla kansere neden olmakla suçlanarak davalarla karşı karşıya kalan J&J, 2020 yılında piyasadan çektiği talk pudrasına 1950'lerden beri kanserojen olarak tanımlanan asbest koymadığını ısrarla savunuyor. Ancak hapishanede çoğunluğu siyah olan mahkumlar üzerinde yapılan asbest deneyleri, şirketin bebek pudrasında asbest olduğunu bildiğini gösterebilir.

Bloomberg'e konuşan şirket sözcüsü Kim Montagnino, "Bu çalışmaların yürütüldüğü koşullardan derin üzüntü duyuyoruz ve hiçbir şekilde bugün kullandığımız değerleri veya uygulamaları yansıtmadığını belirtmek istiyoruz" dedi.

J&J, 2013'ten beri talk pudrası nedeniyle açılan davalarda 3,5 milyar dolardan fazla tazminat ödedi ve avukatlara da 1 milyar dolardan fazla harcadı.

Çığ gibi büyüyen davalar karşısında geçen yıl ayrı bir kozmetik birimi oluşturup onun iflasını açıklayan J&J, böylece potansiyel olarak kendisini bekleyen 40 binden fazla kanser davasından kaçma yoluna gitti.

'Ailelerimiz zarar gördü'

Deneklerden biri olan Leodus Jones'un kızı Adrianne D Jones-Alston, deneyler sayesinde Dr. Kligman'ın Retin-A/Renova'yı geliştirdiğine ve Penn Üniversitesi'nin bunun için telif ücreti aldığına ancak hapisteki deneklerin farmatik sektörüne büyük katkılarda bulunmasına rağmen, Dr. Kligman'dan laboratuvar faresi muamelesi gördüğüne, hayatlarının ve ailelerinin zarar gördüğüne dikkat çekti.

Jones-Alston, geçen yıl Philadelphia Inquirer gazetesinde yayımladığı makalede, dünya liderlerinin Covid aşısı olunması için yürüttükleri kampanyaların başarısı için güvenin önemli olduğunu, siyah toplulukların güvenmemelerindeki ana etkenlerden birinin Dr. Kligman'ın deneyleri olduğunu belirtmişti.

1974'te sona eren tartışmalı araştırma için özür dileyen Penn Üniversitesi'nin tıp fakültesinin dekanı geçen yıl "Dr Kligman'ın çalışmalarının hapsedilen bireylere, ailelerine ve daha geniş topluluğumuza verdiği acı için özür dileriz" açıklamasını yapmıştı.

Ancak aileler ve aktivistler, özrünü yeterli bulmadıkları üniversitenin Afrika kökenli Amerikalı ailelere deneyler için tazminat borçlu olduğu görüşünde. Aktivistlerin tazminat dilekçesinde, "Penn, bu olayda ‘bilimsel araştırma’ adına hayatlarını sömürdüğü insanların ve diğerlerinin adlarını kamuoyuna açıklamalıdır" denilerek şöyle denildi:

"Artık kafa karıştırmayı bırakıp, bilimsel disiplinlerin ve yüksek öğrenim kurumlarının dokusunda yerleşik olan ırkçılıkla yüzleşmenin zamanı geldi."

Holmesburg mahkumları, ABD'de tıp müesses nizamının siyahları deneylerde kullanmasının sayısız örneğinden sadece biri.